İstanbul'da Bilim ve Kültürde Devrim: BAU Campus ile Yeni Dönem Başlıyor!

Bahçeşehir Üniversitesi, teknolojiyi, sanatı, kültürü ve endüstriyi bir araya getiren “INNOVERSITY” modeliyle tasarladığı yeni BAU Campus binasını İstanbul'un merkezinde, Beşiktaş'ta ziyaretçilerine sunuyor.

İstanbul'da Bilim ve Kültürde Devrim: BAU Campus ile Yeni Dönem Başlıyor!

Öğrencilerin girişimcilik becerilerini geliştirmelerine olanak tanıyacak olan bu kampüs, yükseköğretim alanında yeni bir ekosistemin doğuşunu simgelerken üniversite deneyimini çağın gerekliliklerine ve geleceğe uyumlu bir biçimde yeniden şekillendirecek.

İstanbul, neredeyse iki milyon yükseköğretim öğrencisinin eğitim aldığı, dünya genelinde üniversitelerin en yoğun olduğu şehirlerden biri. Bahçeşehir Üniversitesi’nin yeni yatırımı olan BAU Campus, kısa süre içinde şehrin bilim ve kültür merkezi olma yolunda adım atacak. Yükseköğretim değerlendirme kuruluşu Times Higher Education (THE), Dünya Üniversiteleri 2025 etki sıralamasında 59. sıraya çıkarak, “Cinsiyet eşitliği” kategorisinde dünya ikincisi olmayı başaran ve Türkiye'deki vakıf üniversiteleri içerisinde genel sıralamada birinci gelen Bahçeşehir Üniversitesi (BAU), teknolojik gelişmeler, değişen ihtiyaçlar ve geleceğe yönelik planlamalar ışığında yeni bir eğitim modeline yönelmekte. Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti ve BAU Global Başkanı Enver Yücel’in liderliğinde, alanında uzman akademisyenler, teknoloji öncüleri, mimarlar ve mühendislerin titiz çalışmaları sonucunda oluşturulan “INNOVERSITY” modeli, Ekim ayında Beşiktaş’ta Boğaz kıyısında açılacak olan BAU Campus’e entegre edilecek. Geleceğin eğitim sistemini bugünden şekillendirecek olan BAU Campus binasında uygulanacak yeni modelde, üniversite yalnızca bilgi üretimi yapan bir merkez değil, teknoloji, inovasyon ve girişimciliği bir arada barındıran bir ekosistem olarak tanımlanacak.

AKADEMİK VE YENİLİK BAU CAMPUS’TE BİR ARAYA GELİYOR

Üniversite deneyimini yenileyen yapısıyla BAU Campus, bünyesinde akademi ile endüstri entegrasyonunu, yapay zeka destekli eğitimi, çok disiplinli laboratuvarları, kültürel etkinlikler için tasarlanmış alanları, alanında uzmanları ağırlayacak kongre merkezlerini, interaktif öğrenme almağı ve kariyer destek programlarını barındırarak İstanbul’a ve öğrencilerine eşsiz fırsatlar sunacak. Bu sayede gençler, yalnızca bilgi edinmekle kalmayacak, aynı zamanda gelecekte ihtiyaç duyacakları becerilerle de donanmış olacaklar.

“BAU CAMPUS’TEN ÖĞRENCİLERİMİZİ GELECEĞE HAZIRLAYACAĞIZ”

Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tunç Bozbura, “İstanbul’un Kalbinde Bir Dünya Kampüsü” temasıyla, Asya ve Avrupa’nın kesişim noktasında kentin yeni simgesi olmayı hedefleyen BAU Campus hakkında bilgiler verdi. Bozbura, “Öğrencilerimizin gelecekte daha etkin ve sürdürülebilir bir kariyere sahip olmaları için çeşitli yenilikçi adımlar atıyoruz. Bunlardan biri, yeni bina projemiz. Ancak, yeni bina demek yalnızca beton, çelik ve camdan oluşan bir yapı değil. Burası, öğrencilerimizin akademik çalışmalarını sürdürebileceği bir yuva olacak. Gelecekte etkin ve sürdürülebilir kariyer sahibi olmaları için tasarladığımız model, teknoloji, kültür, sanat, akademi ve endüstriyi bir araya getiren bir sistem geliştirecek. BAU Campus, öğrencilerimizi toplumsal dönüşüm 5.0’a hazırlamak için önemli bir adım olacak. Toplum 5.0'da insanların ve makinelerin birlikte yaşayıp etkileşimde bulunacağı farklı bir dünya keşfedilecek. Öğrencilerin üniversite deneyimi sırasında bunun içinden geçirerek uygulama şansı bulmaları için önemli bir sistem sunacağız” şeklinde konuştu.

“ÖĞRENCİLERİMİZDEN YENİLİKLER BEKLİYORUZ”

Bozbura, öğrencilerin yaratıcı potansiyellerini kullanmalarını teşvik ettiklerini vurgulayarak şunları ifade etti:

“Yeni binamız sayesinde öğrencilerimizi yaratıcı düşünmeye, deneyimlemeye ve hissetmeye yönlendireceğiz. Yenilikçi fikirler üretmelerini bekliyoruz. Neden bu kadar çaba sarf ediyoruz? Çünkü gelecekte öğrenciler, algoritmalarla belirlenen görevlerin çoğunu makineler ve akıllı sistemler üstlenecek. Onlar için sürdürülebilir bir kariyere sahip olabilmek adına yaratıcı düşüncelerini kullanma becerisi son derece önemli. Eğer bunu başarırlarsa, herhangi bir disiplinle ilgili büyük zorluklarla karşılaşmayacaklar. Bu bağlamda çocuklarımızın ve gençlerimizin başarılı olması için bilim ve yapay zekayı bir araya getiren bir sistem oluşturma kararı aldık. Umuyorum ki bu model dünya genelinde güzel bir örnek teşkil eder” dedi.

“SEKTÖRLERLE ÖĞRENCİLER BİR ARADA BULUNACAK”

Girişimcilik alanında Türkiye’nin en iyi on üniversitesinden biri olduklarını vurgulayan Bozbura, “BAU Campus, dinamik bir sistem olacak ve her sektörden öğrencilerimizi bir araya getireceğiz. Endüstrinin tüm potansiyelini ve sektörel bilgiyi üniversitemize entegre edeceğiz. Öğrenciler, kampüs içindeki koridorlarda iş insanları ve şirket yöneticileriyle tanışma, diyalog kurma ve etkinliklere katılma fırsatı bulacaklar. Önceden gelen CO-OP sistemimizle birlikte, binlerce firma ile imzaladığımız anlaşmalar doğrultusunda öğrenciler, bu yeni simgeden, bu binadan ve bu felsefeden faydalanacak. Bu sayede Türkiye’yi ekonomik, kültürel ve bilimsel anlamda daha ileri bir noktaya taşıyacak bir sistem kurmuş olacağız” şeklinde sözlerine ekledi. Bozbura, birçok sanatsal etkinliğe de yer verileceğini belirterek, BAU Campus’un 1.100 kişilik konferans salonu, kongre merkezleri, kütüphaneleri, son teknolojiye sahip laboratuvarları, müzeleri ve marinasıyla tüm İstanbullulara açık olacağını dile getirdi.

“SULTANİDEN ÜNİVERSİTEYE”

Bozbura, BAU Campus içinde yer alan Osman Paşa Yalısı’nın tarihi bir geçmişe sahip olduğunu ve yapının tarihsel dokusunun korunduğunu aktardı. Bozbura, “Osman Paşa, Osmanlı döneminin bir kahramanı olup, 1900'lü yılların başında yaşamıştır. Vefatından önce ailesinin mülkiyetinde bulunan Osman Paşa Yalısı, Cumhuriyet’in öncesinde sultani olarak kullanılmış, sonrasında ise Osman Paşa Mektebi Ortaokulu olarak hizmet vermiştir. 1928 yılında bina özelliğini kaybederek depo haline dönüşmüş ve 1940'lı yıllarda harabe haline gelmiştir. İnşaat çalışmalarımız sırasında, Osman Paşa Mektebi’nin kalıntılarıyla karşılaşmanın mutluluğunu yaşadık. Bu durum, Osmanlı döneminde bir eğitim merkezi olarak hizmet vermiş olan bu yapıyı, 2025 yılında yeniden eğitim dünyasına kazandırmamıza vesile oldu. Yalıyı, o dönemdeki mimari özelliklerine uygun bir şekilde yeniden inşa ettik. BAU Campus içerisinde yer alan Osman Paşa Yalısı’nın hatırasını yaşatmak ve burada eğitim görecek olan 300’ün üzerinde öğrencinin anılarını yeniden diriltmek bizi son derece mutlu ediyor” diye konuştu.

YENİ KAMPÜSÜN TEKNİK ÖZELLİKLERİ

Bahçeşehir Üniversitesi’nin Beşiktaş merkez yerleşkesinde inşa edilen BAU Campüs Projesi, toplam 32 bin metrekare kapalı alana sahip olup 3 normal kat ve 6 bodrum katından oluşmaktadır. Yapıda öğrenci ve personel hareketliliği için 4 asansör, 4 merdiven ve yürüyen merdiven sistemi mevcut. Ayrıca, 155 araç kapasiteli kapalı otopark da bulunacak. Binada 889 m² büyüklüğünde modern bir kütüphane, çok çeşitli kapasitelerde (40-100 kişilik) yüksek teknolojili derslikler, mühendislik ve ileri bilimler ile tıp mühendisliğine yönelik laboratuvarlar, 490 kişilik konferans salonu ve çok amaçlı etkinlik alanları yer alacak. Tarihî kalıntıların sergilendiği BAU Arkeoloji Müzesi, yapı ile kültürel bir bütünlük oluşturmakta. Geniş fuayeler, açık amfiler ve lounge alanları ise mekânsal sürekliliği geliştirmektedir. Dış cephede kullanılan açık tonlu malzemeler ve büyük pencere açıklıkları, gün ışığını içeri alarak kullanıcı konforunu artırmaktadır.

BAU Campus içerisinde Mühendislik Bilimleri için elektrik, kontrol ve otomasyon, inşaat mühendisliği, anten ve haberleşme, güç elektroniği, robotik, kimya, genetik, akıllı enerji yönetimi gibi laboratuvarlar tasarlanacak. İleri Bilim ve Tıp Mühendisliği kapsamında fizik, nano optik, hücre analizi, hareket analizi ve biyomedikal mühendisliği laboratuvarları da yer alacak.