İmamoğlu'ndan MHP'ye Kritik Uyarı: Siyasi Çıkar Hesaplarına Dikkat!
Ekrem İmamoğlu, sosyal medya üzerinden "Terörsüz ve Demokratik Türkiye" hedefi için DEM Parti ve MHP'ye önemli bir çağrıda bulundu. Siyasi çıkarlar için bu süreci istismar eden akıllardan ayrılmalarını istedi. Ana muhalefet partisini susturma çabalarının asla başarılı olamayacağını vurguladı.

Tutuklu Ekrem İmamoğlu, "terörsüz Türkiye" konusuna dair çarpıcı bir açıklama yaptı. Sosyal medya üzerinden görüşlerini paylaşan İmamoğlu, MHP için "Terörsüz ve Demokratik Türkiye" için DEM Parti'ye ve bu sürecin kapılarını aralayan MHP'ye özellikle hitap ediyorum. Bu süreci kişisel çıkarlar ve siyasi kazançlar için bir fırsat olarak değerlendirmenizden uzak durmalısınız. Çünkü ana muhalefet partisini; tutuklamalar, operasyonlar, asılsız iddialar ve davalarla susturmaya çalışan bir iradenin başarılı olma şansı yoktur" şeklinde konuştu. Ayrıca, TBMM çatısı altında kurulacak komisyona dair adımların tüm partilerin taleplerini göz önünde bulundurması gerektiğini belirtti.
İmamoğlu açıklamasında şu şekilde ifade etti:
"Değerli Milletim;
Mensubu olmaktan mutluluk duyduğum Cumhuriyet Halk Partisi, tarihi boyunca savaşların, terörün ve bu durumdan beslenenlerin daima karşısında durmuştur. Bizler barışın yanındayız ve bu doğrultuda devam edeceğiz. 'Yurtta barış, dünyada barış' düsturumuz, asla taviz vermeyeceğimiz esaslarımızdır.
Ülkemize ağır bedeller ödeten ve binlerce vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neden olan terörü reddediyoruz. Siyasi mücadelemizde daima sivil ve barışçıl bir yaklaşımı savunduk.
"YOLUMUZ DEMOKRATİK, ADİL VE ÖZGÜR BİR YAŞAM İÇİN AŞILMIŞ BİR YOLDUR"
SHD'den CHP'ye olan yolumuz, Türk-Kürt coğrafyasındaki tüm yurttaşlarımızın demokratik, adil, müreffeh ve özgür bir hayata sahip olmasını sağlamaya yönelik yürüdüğümüz bir güzergâhtır. Tarihimiz, terörün değil, sivil ve barışçıl siyasetin güçlendirilmesine dair attığımız adımlarla doludur.
Bu nedenle, Türkiye'de barış ve huzur ikliminin güçlenmesine katkıda bulunacak her girişim, bizim en doğal görevimiz ve koruyuculuğumuz altındadır. Bunu yalnızca ana muhalefet partisi olarak değil, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran bir parti olmanın yükümlülüğünü üstlenerek yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz.
Bir noktayı açıkça belirtmek isterim: Terörün sona ermesi adına başlatılan süreç, siyasi partilerden ve siyasetçilerden daha önemli bir meseledir ve bu, milletimizin geleceği için topluca gerçekleştirilmelidir. "Terörsüz ve Demokratik Türkiye" hedefimiz, ülkemizin demokrasi, adalet ve refah içinde bir sürece dönüşmesini amaçlamalıdır. Fakat bu süreç, demokrasiyi ve adaleti merkeze alarak sürdürülebilir olmalıdır.
Bu süreç, kibir ve dışlamalarla değil; şeffaf, kapsayıcı ve birleştirici bir yaklaşımla yürütülmelidir.
Uzun yıllardır Türkiye'ye kaos, kriz ve baskı siyaseti dayatan, halkımızı ayrıştıran, nefret dolu bir dil kullanan ve dönemsel çıkarlarına göre hareket eden iktidar, ne ucuz bir politika ile bizi bu süreçten dışlayabilir ne de halkımızın hislerini istismar edebilir.
Türkiye'nin en büyük siyasi partisi olarak CHP'yi hiçe sayanlar, halk tarafından da yok sayılacaktır. Ne kadar CHP'yi dışarıda bırakmaya çabalarlarsa çabalasınlar, CHP, devletimizin kurucu ilkelerinin ve geleceğinin en sağlam teminatı olarak her sürecin ortasında kalmaya devam edecektir.
"SİYASİ İKİYÜZLÜLÜK YAPANLARLA AYNI SAFTA OLMAYIN"
"Terörsüz ve Demokratik Türkiye" hedefi doğrultusunda, DEM Parti'ye ve bu sürecin kapılarını açan MHP'ye özellikle çağrıda bulunuyorum. Kendi siyasi çıkarları ve menfaatleri için bu süreci bir fırsat olarak gören zihniyetten kesinlikle ayrı durmalısınız. Zira ana muhalefet partisini; hapis cezasıyla, operasyonlarla, asılsız ithamlarla ve davalarla susturmaya çalışan bir irade, asla başarılı olamayacaktır. Halkımız, dünyada tüm kamuoyuna örnek olmuş sabrı, adaleti, vicdanı ve etik değerleriyle bu tür müdahalelere yanıtını ilk seçimde sandıkta verecektir.
"Terörsüz ve Demokratik Türkiye" çerçevesinde TBMM bünyesinde kurulacak komisyonun alacağı adımlar, hepimizin ortak iradesi doğrultusunda hayata geçirildiği sürece halkımız tarafından kabul görmeye yetecektir. Bu komisyonun sürece katkıda bulunabilmesi için çalışma usulünün, TBMM'de temsil edilen tüm partilerin öneri ve taleplerini dikkate alarak, çok sesli bir yaklaşımla belirlenmesi gereklidir.
Bugün bizim görevimiz, bu topraklarda kardeşçe, özgürce ve onurlu bir yaşamı inşa etmektir. Bu yol zorlayıcı olsa da inancımız tam ve irademiz kararlıdır.
Çünkü biliyoruz ki, bu vatan hepimizin... Tıpkı büyük şair Nazım Hikmet'in dediği gibi:
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim...
Kapansin el kapıları, bir daha açılmasın,
Yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim...
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim..."